Türkiye Otomotiv Pazarı Haziran 2025’te Rekor Kırarken Elektrikli Araç Dönüşümü Hız Kazanıyor
Haziran 2025’te Türkiye otomotiv pazarı, önceki aya göre satış rekoru kırarak 107.730 adeti geçerken, döviz kurlarındaki yükseliş sıfır araç fiyatlarını artırdı. Elektrikli ve hibrit araçlara yönelim hızlanırken yerli üretim projeleri ve ÖTV avantajları tüketici tercihlerinde belirleyici rol oynuyor. Bu haber; satış verileri, fiyat dinamikleri, elektrikli araç talebi, yerli üretim gelişmeleri, ikinci el pazarı ve geleceğe dair beklentileri detaylı biçimde ele alıyor.
1. Genel Bakış ve Mayıs – Haziran Satış Rekoru
2025’in ilk beş ayı itibarıyla Türkiye otomotiv pazarı yüzde 3,7 büyüyerek toplam 489.366 araç satışıyla rekor kırdı. Mayıs 2025’te otomobil satışları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 6,1 artışla 85.123 adede, hafif ticari araç satışı ise yüzde 12,8 yükselerek 22.607 adede ulaştı. Böylece toplam pazar, Mayıs ayında 107.730 adedi aşarak son on yılın en yüksek Mayıs ayı satış rakamını elde etti. Bu tablo, özellikle sıfır kilometre araç segmentinde canlı talebin devam ettiğini gösterirken, Haziran başında döviz kurlarındaki yükseliş sıfır araç fiyatları üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturdu.
2. Döviz Kurlarının Etkisi ve Fiyat Artışları
Haziran 2025’in ilk günlerinde Euro kuru 44,50–44,80 TL bandına çıktı. Bu yükseliş, ithal otomobil listelerinde Mayıs ayına göre ortalama yüzde 3–5 arasında fiyat artışına neden oldu. Örneğin, Japon, Güney Kore ve Avrupa menşeli markaların Haziran fiyat listeleri, hem model bazında hem de donanım paketlerinde zam değişikliklerine gitti. Yerli üretim yapan markalar da dövize endeksli parça ve hammadde maliyetlerindeki artış sebebiyle fiyat güncellemesi yapmak zorunda kaldı. Tedarik zincirindeki belirsizlik ve dövizdeki oynaklık, sıfır araç satın almayı planlayan tüketicilerin kararlarını etkilerken, ikinci el pazarda da fiyat artış beklentileri kuvvetlendi.
3. Elektrikli ve Hibrit Araçlara Yükselen Talep
2025 itibarıyla elektrikli araçların toplam pazar payı yaklaşık yüzde 14–15 seviyesine ulaştı. ÖTV avantajları, devlet teşvikleri ve yüklenen altyapı yatırımları, elektrikli araçlara geçişi hızlandırıyor. Özellikle büyük şehirlerde ve otoyol güzergahlarında hızla çoğalan hızlı şarj istasyonları, bu araçların menzil endişesini büyük ölçüde azaltıyor. Buna rağmen, uzun vadeli batarya performansı ve ikinci el değer kaybı konusu hâlâ tüketicilerin aklını karıştırıyor. Bu nedenle hibrit araçlar, hem uzun menzil hem de daha düşük bakım maliyeti avantajıyla tercih edilen bir geçiş modeli olmaya devam ediyor.
-
Elektrikli Araç Satışları: 2025’in ilk beş ayında elektrikli binek otomobil satışları yüzde 45 oranında artış gösterdi. Bu artış, özellikle A ve B segmentindeki kompakt modellerden kaynaklanıyor.
-
Hibrit Seçenekleri: Hibrit teknolojili modellerin satış payı yüzde 20 civarında seyrederken; hibrit SUV, sedan ve hafif ticari araç seçeneklerindeki genişleme, markaların hibrit lansman stratejisini öne çıkardı.
4. Yerli Üretim ve İş Birlikleri
Son dönemde öne çıkan en önemli gelişmelerden biri, Tofaş ile Stellantis’in olası birleşme görüşmeleri oldu. Türkiye’nin en büyük üreticilerinden Tofaş’ın, Stellantis’in teknoloji ve AR-GE altyapısıyla entegre olması bekleniyor. Tofaş’ın 2025’in ilk beş ayında pazar payı yüzde 26,4’e ulaşırken, Koç Grubu’nun Ford Otosan ile kurduğu güçlü üretim ağının etkisi, her dört araçtan birinin bu iki markadan çıkmasını sağladı. Olumlu sonuçlanması halinde birleşme, yerli üretim kapasitesini artırıp hem parça hem de servis kanallarında maliyetleri düşürebilir.
Bunun yanı sıra, yerli otomobil girişimi TOGG’un ikinci yarıda üretime sunacağı B-segment hatchback ve SUV modelleri, pazarda heyecan uyandırdı. TOGG’un özellikle Avrupa’ya yönelik ihracat hedefleri, Türkiye’yi elektrikli otomobil üretim üssü haline getirme vizyonunun bir parçası. Diğer taraftan, Renault, Fiat, Hyundai gibi küresel üreticilerin Türkiye’deki fabrikalarında hibrit versiyon üretimine başlaması da yerli sanayinin rekabet gücünü artıran bir diğer faktör olarak öne çıkıyor.
5. İkinci El Pazarındaki Dinamikler
Sıfır araç fiyatlarının yükselmesi, ikinci el pazarını hareketlendirdi. 0–3 yaş arası ikinci el araçlara olan talep, Mayıs ayında yine zirve yaptı. Özellikle Toyota Corolla Hybrid (2022–2023 modeller) ve Renault Clio E-Tech (2023 model) gibi hibrit versiyonlarda ortalama yüzde 10–15 oranında fiyat primi oluştu. Tedarik zincirindeki daralma sebebiyle sıfır araç stoklarının azalması, satıcıları ikinci el segmentte arzı kısıtlamaya yöneltti. Bu durum, bazı bayilerde ve online ilan platformlarında “stok sınırlı, fiyatlar yukarı yönlü” algısını güçlendirdi. Tüketici dernekleri ise net ve karşılaştırılabilir ilan kriterleriyle fiyat şeffaflığı çağrısında bulunuyor.
-
Talep Artışı: İkinci el hibrit araçlarında stok erozyonu yaşanırken, dizel araçlarda da talep artışı gözlemlendi.
-
Satıcı Stratejileri: Bayiler, “Gelecek ay fiyatlar daha da yükselecek” yaklaşımıyla eldekileri elden çıkarmakta isteksiz davranıyor. Bu da spot piyasada fırsatçı fiyat artışlarına yol açabiliyor.
6. Finansman Koşulları ve Tüketici Beklentileri
Bankaların otomotiv kredisi faiz oranları Mayıs 2025’te ortalama yüzde 1,20 civarındayken Haziran başında yüzde 1,25–1,30 bandına yükseldi. Bu artış, özellikle orta ve kompakt sınıf segmentteki alıcıların satın alma kararlarını ertelemelerine neden olabiliyor. Taksitli ödeme planlarında faiz yükünün artması, kredi talebinde hafifçe yavaşlamaya yol açsa da, uzun vadeli maliyet hesapları yapan tüketiciler “faiz+ana para” toplamı yerine aylık bütçe rahatlığını öncelikli hale getiriyor.
-
Kredi Alternatifleri: Tüketiciler, bazı bankaların sıfır faiz ya da düşük faiz kampanyalarına odaklanıyor.
-
Kapora ve Teslim Süreleri: Özellikle elektrikli ve hibrit modellerde kapora verme eğilimi artarken, teslim süreleri 3–6 aya kadar çıkabiliyor. Bu durum, “erken rezervasyon” yaklaşımını önemli kılıyor.
7. Geleceğe Dair Öngörüler
2025 yılı ikinci yarısında otomotiv sektörünü şekillendirecek en önemli unsurlar şöyle sıralanabilir:
-
ÖTV Düzenlemeleri ve Teşvikler: Hükümetin çevreci araçlara yönelik teşvikleri güncelleme ihtimali, elektrikli ve hibrit araç talebini doğrudan etkileyecek. Özellikle ÖTV dilimlerindeki değişiklikler, fiyat-performans dengesini yeniden tanımlayabilir.
-
Şarj Altyapısının Yaygınlaşması: Kamu-özel sektör iş birliğiyle şehir içi ve otoyollarda hızlı şarj istasyon sayısı hızla artıyor. Bataryalı kamyon, otobüs ve hafif ticari araç projeleri, ticari filoların elektrikliye dönüşümünü hızlandıracak.
-
Yerli Model Lansmanları: TOGG’un B-segment hatchback ve SUV modelinin yanı sıra, Toyota, Renault, Fiat ve Hyundai üretim tesislerinde hibrit versiyonlar devreye girecek. Bu hamleler, segment rekabetini kızıştıracağı gibi, yerli sanayiye de olumlu yansıyacak.
-
Tedarik Zinciri ve Lojistik: Mikroçip tedarikindeki belirsizlikler azalsa da, hâlâ konvansiyonel üretim maliyetlerini yukarı çeken unsurların başında geliyor. Yerli tedarikçi ağının güçlendirilmesi, orta vadede hem maliyetleri düşürecek hem de ihracat potansiyelini yükseltecek.
Tüketiciler bakım maliyetleri, garanti kapsamı, ikinci el değeri, marka güvenilirliği gibi kriterleri göz önünde bulundurarak karar veriyor. Elektrikli araçların teknik servis ihtiyacının daha düşük olması uzun vadede avantaj sunarken, batarya yenileme maliyeti konusu hâlâ soru işareti yaratıyor. Özellikle kurumsal filolar, “toplam sahip olma maliyeti” (TCO) hesaplarını yaparken elektrikli modelleri tercih etmeye daha meyilli. Küçük işletmeler ve bireysel alıcılarsa hâlâ dizel veya hibrit seçenekleri daha yakından inceliyor.
8. Sonuç
Haziran 2025 itibarıyla Türkiye otomotiv pazarı, hem satış adetleri hem de teknolojik dönüşüm ekseninde önemli bir ivme yakaladı. Mayıs ayındaki 107.730’luk rekor satış ve yılın ilk beş ayındaki büyüme, pazardaki canlılığın en somut göstergesi olurken, döviz kurlarının yarattığı fiyat baskısı tüketicilerin kararlarını yakından şekillendiriyor. Elektrikli ve hibrit araçlarda artan talep, yerli üretim hamleleri ve ÖTV avantajları çerçevesinde desteklenirken; Tofaş-Stellantis iş birliği ve TOGG’un yeni modelleri, sektörü 2025’in ikinci yarısında da hareketli bir döneme taşıyacak. İkinci el pazarı ise sıfır kilometre zamları ve stok kısıtlılığının etkisiyle dinamiklerini koruyor.
Önümüzdeki dönemde finansman koşulları, ÖTV düzenlemeleri ve altyapı yatırımları otomotiv pazarının yönünü belirleyecek. Tüketiciler, hem ekonomik hem de çevresel kaygılarını dengelerken uzun vadeli maliyet hesaplarını öncelikli kılacak. Otomotiv sektörü, gelişen teknoloji, artan yerli üretim kapasitesi ve altyapı yatırımlarıyla 2025’in geri kalan döneminde de hem üretici hem de tüketici açısından umut vaat eden bir tablo çizmeye devam ediyor.
Paylaş
Tepkiniz Nedir?






